Özellikle saatler sürecek yelken seyirlerinde teknemin
arkasından çektiğim oltalarım hep denizde olur. Bunun ödülünü de sıkça
alırım. Uzun bir seyrin sonundaki akşam yemeğinde, dostlarıma, kendi tutuğum
balıklarla ziyafet çekmek, özellikle balık fiyatlarının oldukça yüksek
olduğu da düşünülürse, her zaman pek keyifli olmuştur.
Balıkçılıkla
ilgili konular kitaplara sığmıyacak kadar kapsamlı. Uzun süreli kaldığım
koylarda da çeşitli yöntemlerle balık avlarım, ama burada bahsedeceğim
konu, seyir halinde iken kullandığım yöntemler ve püf noktaları ile sınırlı
olacak.
Kamış
|
Çıkrık makaralar
Kamış Tutucu
|
Kullanılacak
Malzeme:
Kamış : Tekneden kullanılacak
kamışlar sağlam, sağlam olduğu kadar da esnek, 160-200 cm uzunluğunu
aşmayan kamışlar olmalı. Değişik markalarda, tekne kamışlarını
balık malzemesi satan dükkanlarda bulmak mümkün. Kamışınızın kıyıdan
kullanmak amaçlı imal edilmiş olmaması gerekir. Tekne kamışları
çok daha kısa ve daha sağlam materyelden yapılmışlardır.
Seyir sırasında, kamışın, üzerine monte edileceği bir kamış
tutucu da şarttır. Kamış tutucuyu satın alabileceğiniz
gibi, kromdan imal ettirebilir ya da sağlam ve paslanmayacak bir
borudan kendiniz de yapabilirsiniz. Ben hurdaya çıkmış
windsurf direğimden kestiğim bir parçayı, seneler önce teknemin
kıç omuzluğunda pushpit'e monte ederek yaptığım kamış tutucuyu
hala sorunsuz kullanmaktayım. Diğer kıç omuzlukta da oldukça
ucuza aldığım plastik bir kamış tutucu var.
Çıkrık Makara : 200-250 m. kadar 0.50 misina alabilecek
büyüklükte rulmanlı bir çıkrık makara. Eğer büyük balıklar peşindeyseniz,
1.00-1.20 mm. misinadan 400-500 m. alabilecek büyüklükte ikinci bir
çıkrık makara edinmeniz de çok uygun olacaktır.
Elbette kamış ve çıkrık makara kullanmadan da sırtı çekebilirsiniz.
Ancak iri balık yakalandığında , ellerinizi kesmeden ve balığı kaçırmadan
tekneye alabilmek zor olacaktır. Kamış ve çıkrık makarayla şansınız
oldukça artar.
|
Suni
yemler (Sırtılar) : Bunların başında, Rapala, SureCatch,
Yazuri gibi markalar altında satılan çoğunluğu balık şeklinde
üretilmiş sırtılar gelir. Uzun denemeler sonunda sırtları
mavi ya da kırmızı tonlarda olup karınları sedefi açık renkte
olanlarını, ve yine sırtları gri siyah tonlarda karnı beyaz
uskumru desenli olanları tercih ediyorum. Bu sırtıların hem
yüzen hem de dalan tiplerinden değişik boylarda bulunduruyorum.
Bu tip sırtılar oldukça pahalı. Fiyatları 5 ila 15 dolar
arasında değişiyor. Ama taşa takıp ya da balığı almaya çalışırken
misinanızı kopatmazsanız, uzun süre güneşte bırakmayıp renklerinin
solmasını engellerseniz senelerce kullanabilirsiniz. Sinarit,
trança, lagos orfoz için tercihan kırmızı tonlardakileri
derinden ve kıyıya yakın ve yavaş (2-4 knot) çekmek, kılıç,
orkinoz, lampuka için ise oldukça açık sularda yüzeye yakın
mavi ya da gri tonlardakileri, hızlı (4-8
knot) çekmek başarı şansını arttırıyor. Beyaz yumuşak plastik
(silikon) sırtıları , ya da kaşıkları da özellikle palamut
için kullanmak uygun oluyor. Bu plastik sırtılar çok da ucuz.
En cok tercih ettiklerim, beyaz sedef renkliler ve simliler,
tercihan oynar gözlü olanlar.
Yazdıklarım sadece deneyimlerimden
edindiğim istatistiki bilgiler. Yoksa her türlü sırtıyla
her türlü balık yakalama şansı mevcut, yeterki rast gelsin.
|
Rapala, Surecatch,
Yazuri marka sırtilar
Plastik Sırtılar |
|
Kepçe
ve Kakıç : Tutulan balığı, misinayla kaldırıp tekneye
almak, hele balık büyükse oldukça zordur. Misina koparsa hem
balıktan hem de yalancı yemden olmanıza sebep olur. Bu nedenle
küçük ve orta büyüklükteki balıklar için kepçe, daha iri balıklar
için kakıç kullanmak uygun olur. Kakıç bir sopa ucuna monte
edilmiş ucu sivri, buz kancasına benzer çelikten bir kancadır. (Balığı
kafasından kepçeye sokmak, kakıç ya da zıpkın kullanıldığında
da galsamasından ya da kafaya yakın bir yerinden batırmak gerekir.)
Misina : Ben genelde (lampuka, palamut, lagos, turna, akya
gibi) nispeten çok büyük olmayan balıklar için, beden olarak 200-250 m kadar
0.50, ve köstek amaçlı 0.40-0.30 mm. çaplı misina, 7-8 kilonun üzerindeki (lagos,
orfoz, kılıç, orkinos, iri akya gibi) balıklar için ise 1.00-1.20 beden, ve
0.60-0.40 arasında köstek kullanıyorum. Bunlar yanında 0.30-0.20 misina da
bulundurmak yararlı olacaktır.
İskandil ve sırtı kurşunları : Değişik
ağırlıklarda (100-250-500gr.) iskandil ve (30-50-100-150-200gr.) sırtı (kıstırma)
kurşunları her amaç için yeterli olacaktır.
Tabi bir de Değişik boyda fırdöndü, fırdöndülü
kanca ve klipsler ve balık
iğneleri . |
Kullanılacak
olta takımlarının hazırlanması ve Avlanma yöntemleri:
Aşağıda
en basit olta takımının şemasını görmektesiniz. Tüm basitliğine karşın,
yelken seyrinde yüzey balıkları (kılıç, orkinos, palamut, lampuka) için
en kullanışlı takımdır. Sırtı olarak, fazla süratli gidilmeyecekse
(hafif havalarda), derin dalan tipler tercih edilebilir. Seyir
sürati 4-4.5 knot'un üzerinde olacaksa, derin dalıcılar tercih
edilmemeli, hatta eğer mevsim sonbahar ve siz de güney ege ya
da akdenizde iseniz, popper ya da skitter tarzında tümüyle su yüzeyinden
gelen sırtılar kılıç ve orkinoslar için elverişli olacaktır.
Ben genelde açık denizde yüzeyin birkaç metre altından gelen sırtıları
tercih ediyorum. Ekim kasım döneminde ise Gökova'dan Fethiye
açıklarına kadar olan bölgelerde 200-300 m. den daha derin yerlerde yüzey
sırtıları ile kılıç ve orkinos avında başarılı oluyorum. Kılıç
da orkinos da çok hızlı balıklardır, bu güne dek yakaladıklarımın
büyük bölümü 7 ila 10 knot'u bulan yelken seyirlerimde gerçekleşti.
Ama bu daha yavaş seyrettiğinizde avlayamayacaksınız anlamına gelmez.
|
Yandaki
resimde catamaran VEGA'nın kokpitinde yatan 10kg. üzerindeki
bir kılıç balığını görmektesiniz. Gökova'da, Kocadağ ile Ören
arasında, ekim ayı başlarında, yukarıda gördüğünüz olta takımı
ile avlandı.Teknenin hızı 6.5 - 7 knot ve derinlik,
haritaya bakılırsa 500 metrenin üzerinde idi.
Aynı yöntemle tutuğum kılıç ,orkinos ve akyanın sayısını unuttum.
Siz de seyir sırasında oltanızı denize salmayı ihmal etmezseniz,
benim kadar şanslı olmamanız için hiç bir neden olmaz. Yelken
ya da motor seyri sırasında 60-100 metre arasında kalama vererek
takımınızı arkadan çekin. Çıkrık makaranın balatasını yarım kilo
kadar ek kuvvet geldiğinde boşalabilecek şekilde ayarlayın. Kepçe
ve kakıçınızı el altında bulundurun ve oltayı unutup seyrin keyfine
dalın. Balık yakalanıp çıkrığın cırıltısını duyduğunuzda
heyecan başlayacaktır. Paniğe gerek yok. Hemen orsalayıp tekneyi
köre bırakın. (Dümende birisinin bulunup teknenin yürümesini
engellemesi çok yararlı olabilir) İskotaları laçka edip kamışın
başına geçin. Acele etmeden balığın izin verdiği ölçüde çıkrığı
sarmaya başlayın. Balık çok büyükse, zaman zaman kalama vermeniz
gerekebilir. Ancak asla mesinayı tamamen boşlamayın.
|
Elbette
kamış kullanmadan da aynı takımla sırtı yapmak mümkün. Bunun için bedenin
70. ya da 100. metresine bir fırdöndü daha bağlayın. Takımı kıçtan
bu fırdöndüye kadar salın, ve oltayı fırdöndüden ince (030-025) bir
misinayla teknenin kıçında herhangi bir yere bağlayın. Fırdöndüden
sonraki bölümden de kokpitin içine 4-5 kulaç kadar misina sağıp, misinanın
geri kalan kısmının sarılı olduğu mantarı anında erişip elinize alabileceğiniz
bir yere sıkıştırın ya da elinizde kalsın. Balık yakalandığında ince
misina kopacak ve balık kokpit içine sağdığınız misinayı alana kadar.
siz de oltayı elinize almış olacaksınız. Kamış kullanmadığınızda elinize
eldiven giymiş olmanızda yarar var.
Eğer
çok yavaş seyir (1 - 3 knot) yapıyor ve kıyıya yakınsanız,
derin dalan sırtılar yanında dip sürütmesi tarzında bir takım
da kullanabilmek olasıdır. Bu yöntemle lagos, orfoz, sinarit
gibi kıyıya yakın, daha çok derin taşları tercih eden balıkları
avlama olasılığınızı arttırabilirsiniz. Yandaki resimde tipik
bir dip sürütmesi takımı görülmekte. Ancak kamış ile bu
takımı kullanmak ağır iskandil kurşunu nedeniyle özellikle balata
ayarında ve balığı çekerken zorluklar yaratır.
Ayrıca balık yeterince iri değilse yakalandığını anlamak da zor olur. Tüm bu
zorluklara karşın belli bir alışma döneminin ardından başarıyla kullandığımı
söyleyebilirim. İskandil kösteği olarak kullandığınız misina olabildiğince
ince olmalı. Olur da taşa takılırsa kolayca kopabilmeli ki pahalı
yalancı balığınızdan olmayasınız. |
|
|
Yeterli
derinlik sağlamak amacıyla çok ağır iskandil kurşunu kullandığım
durumlarda iki kamışla oluşturduğum bir düzeneği kullanmayı tercih
ediyorum. Kamışlardan birini sadece iskandil kurşunu için,
diğerini ise basit sırtı takımım için kullanıyorum (Yandaki şemadaki
gibi). İkisi arasındaki bağlantıyı 010-015 misinayla yapıyorum.
Balık yakalandığında bu misina kolayca kopuyor ve takımda kurşun
kalmadığından balığa hakim olmak ve çıkrığı sarmak çok daha kolay
oluyor. Piyasada bu amaca uygun iskandil vinçleri (elektrikli
ya da kollu) bulunmakla birlikte, bir amatör için fiyatları oldukça
yüksek. Yine aradaki bağlantıyı sağlamak için kıstırmaçlar da
bulmak mümkün ama kolayca kopabilecek ince bir misina da iş görüyor. |
Eğer
Kamış kullanılmayacaksa, derin sulardan sırtı çekebilmek için, iki
ya da üç kurşunlu bir olta takımı kullanılabilir. Hıza ve istenilen
derinliğe bağlı olarak 60 gramdaan 250 grama kadar değişen ağırlıklarda
kurşun kıstırma kullanılabilir. Kurşunlar birbirlerinden ve yemden
4 - 6 kulaç kadar aralıklı olmalı ve arkalarında mutlaka fırdöndü
kullanılmalıdır. Yandaki şema oldukça açıklayıcıdır. Yeteri kadar
salındıktan sonra, balık yakalandığında kolayca kopabilecek incelikte
bir misina ile tekneye tesbit etmek ve kalan bedenden 4 - 5 kulaç daha,
kokpit içine, daha iyisi bir kova içine sağılıp mantarı kolayca kurtulmayacağı
bir yere sıkıştırmak, ya da elde tutmak uygun olacaktır. Bu takımı
kamışla kullanmayı tavsiye etmem. Çıkrıkla ilk kurşuna kadar
sardıktan sonra oltayı ele almanız gerekecektir ki, bu arada
balığı kaçırabilirsiniz. |
|
Yukarıda
bahsi geçen avlanma yöntemlerinin hepsi seyir sırasında rahatlıkla
kullanılabilen yöntemlerdir. Yavaş seyir sırasında yalancı balık yemler
yerine canlı ya da ölü (zargana, sardalya, sübye gibi) yemler de kullanılabilir.
Ancak canlı yemlerle avlanma, kaldığınız koyda botla ya da tekneden
avlanma yöntemleri ile ilgili konular bir başka yazımın içeriğini oluşturacak.
Gökova
Karacasöğüt köyü iskelesinde senelerdir tekne komşum olan Oktay
Şaktimur'un
adını anmadan bu yazıyı sonlandırmak istemedim. Balık avcılığı konusunda
ondan öğrendiklerim o kadar çok ki...
rastgele,
30
Mart 2005
© Dr.Korhan Sökmen
http://www.catamaranvega.com |