DENİZİN ATEŞBÖCEKLERİ YAKAMOZ

 

Bırak Ay Gitsin Sen Kal Bu Gece Yakamoz.

Nedense yukarıdaki dizenin sahibi gibi hemen herkes yakamozun, ayın denizdeki şavkı, pırıltısı olarak bilir. Oysa gerçektende ay gittiğinde yakamoz kalır denizde. Denizin ateş böcekleridir yakamoz. Tıpkı ateş böceği gibi kimyasal, fosforlu bir ışık üreten mikro-organizmalardır yakamozun nedeni. Bizim denizlerimizde çok da yaygındır. Özellikle denizin durgun oldugu mehtapsız gecelerde denize çıkıp da yakamozla tanışmamak mümkün değildir. Yoğun oldukları zaman gecenin mehtapsız olması da şart degildir ya. Bazı dönemlerde o denli yoğunlaşırlar ki sudaki her kıpırtı, denizi yıldızların, samanyolununkine benzer pırıltılara dönüştürür. Denizde bir başka evrenin varlığına inanası gelir insanın. Küçük hareketler, çırpıntı, ısı farkları ışımayı arttırır.

Özellikle mehtapsız gecelerde yapılan yelken seyirlerinde, hele teknenin karinası derin, salması uzunsa, teknenin ardında, kuyruklu yıldız misali, metrelerce uzayan ışıktan bir kuyruk oluşur. Bordayı yalayarak kayan ışık noktacıklarının seyrine doyum olmaz. Motor seyrinde uskur suyu ışıl ışıl yanar, dikkatli bakmayınca köpük sanıp aldanırsınız.

En büyük sürprizi gece zifiri karanlıkta denize girenlere yaşatır yakamoz. Sakin bir güney koyunda, mehtapsız gecenin karanlığında, gözlerden uzak, özgürlüğün tadına varmak isteyen, tarafımdan da ısrarla teşvik edilen, nice afrodit vücutlu huriler, anadan üryan suya girdiklerinde, ışıl ışıl yanan floresan heykellere dönüşüverirler. Seyrine doyulmaz tablolar, yeni aşklar yeni umutlar yaratırlar içimde yakamozlar.

not : yukaradaki resim yakamozun nedeni olan organizmalardan denizlerimizde en yaygın olanının, mikroskop altında, karanlık ortamda çekilmiş fotografıdır.

Sevgiler,
25 Temmuz 1997
© Dr.Korhan Sökmen
http://www.catamaranvega.com