Gökyüzüne Merhaba - Bölüm III.VIII
Roma mitolojisinde Satürn tarım tanrısıdır, Satürn'ün Yunan mitolojisindeki karşılığı Cronus, Uranüs ve Gaia'nın oğlu ve Zeus'un babasıdır. Satürn Tarih öncesi çağlardan beri bilinmektedir. Teleskopla ilk kez 1610'da Galileo gözlemiş, halkaları nedeniyle garip olan görüntüsünü not etmiş, ancak kafası birhayli karışmıştır.
Satürn'ü ilk kez 1979'da Pioneer11 ziyaret etmiş, bunu Voyager1 ve Voyager2 takibetmiştir. Cassini uzay aracı halen yoldadır ve Satürn'e 2004'de varacaktır. Satürn yoğunluğu en az olan gezegendir (0.69 gm/cm3 ile sudan az). Kutupları belirgin şekilde basık olup oblik bir görünüm sunar. Bunun nedeni, kendi çevresindeki dönüşünün çok hızlı olması ve bir gaz gezegeni olmasından kaynaklanır. Diğer gaz gezegenleri de (Satürn kadar olmasa da) oblikdirler. Jupiter gibi Satürn de %75 hidrojen, %25 helyum ve eser oranlarda su, metan, amonyak ve kayadan oluşmuştur. Satürn'ün iç yapısı da aynen Jupitere benzer (kaya bir nüve üzerinde sıvı metalik hidrojen katmanı ve sıvıdan gaza doğru değişen moleküler hidrojen katmanı. Çekirdekte sıcaklık 12,000 Kelvin kadardır ve Satürn de güneşten aldığından daha fazla enerjiyi çevreye yayar. Bu enerji Jupiter'de olduğu gibi Kelvin-Helmholtz mekanizmasıyla oluşur. Ancak bu mekanizma Satürn'ün parlaklığını açıklamak için yeterli değildir. Başka ek mekanizmalar belki de Satürn'ün derinliklerinde helyumun dışa doğru yağması buna neden olmaktadır. Jupiter'de çok belirgin olan bantlar, Satürn'de de vardır ancak daha silik ve ekvatoryal bölgede daha kalındırlar. Bulut hareketleri ve üst atmosferin detaylarını dünyadan gözlemek mümkün olamamıştır, bu nedenle Voyager'ın ziyaretine kadar Satürn'ün atmosferik sirkülasyonu hakkında bilgi edinilememiştir. Jupiter'deki kırmızı noktaya benzer oluşumlar , Satürn'de de saptanmıştır. Hubble Uzay teleskopu 1990'da, Vovager'ın ziyareti sırasında mevcut olmayan, ekvator bölgesindeöok büyük bir beyaz bulut oluşumu saptamıştır.1994'de de daha küçük çapta bir fırtına görülmüştür.
Halkalar dünyadan tek parça halinde görünseler de, bağımsız yörüngelere sahip sayısız küçük cisimden (kayalar ve buz kütleleri) oluşmuşlardır. Cisimlerin boyutu genelde santimetreden birkaç metreye kadar değişir, ancak daha nadir olsa da kilometre boyutunda cisimler de söz konusudur. Satürn halkaları olağanüstü incedirler, çapları 250,000 km'ye varırken kalınlıkları ancak 1 km. kadardır. İlk kez amatör astronomlar tarafından bildirilen, halkalardaki radyal çizgiler (inhomojeniteler), Vovager uzay aracı tarafından da tespit edilmiştir. Satürn'ün manyetik alanının halkalar üzerindeki etkisi olarak değerlendirilmektedir.
Satürn'ün aylarıyla halkaları arasında komplex gel-git rezonansları vardır. Çobanlık yapan uydular da denen (shepherding sattelites) Atlas, Promete ve Pandora, halkaların yerlerini muhafaza edebilmeleri için son derece önemlidir.Uydulardan Mimas, Cassini bölgesinin boş kalmasından sorumludur. Diğer uyduların da halkalar üzerinde önemli etkileri vardır. Halkalar ve uydular sistemi çok karmaşık olup henüz tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Satürn ve diğer Jovian gezegenlerin halkalarının orijini bilinmemektedir. Başlangıçtan beri var olabilecekleri gibi, uyduların parçalanmasıyla da oluşmuş olabilirler.
Satürn gazları uzak-ultraviole dalgalarında ışıdıklarından, bu dalga boyları da dünya atmosferince absorbe edildiğinden Satürn Aurora'sı sadece uzaydan gözlenebilmektedir.
Gece gökyüzünde Satürn çıplak gözle kolayca görülür. Küçük bir teleskopla halkalarını da görmek mümkündür. Satürn'ün
18 tane isimlendirilmiş ve yakın zamanda bulunmuş ve henüz
resmen isimlendirilmemiş 12 uydusu, toplam 30 uydusu vardır.
(Gezegenlerin uyduları bölümüne bakınız)
|