|
Hava
serinledi. ufukta uğursuz kara bulutlar güneşi örttü, Dalgalar kırılmaya
başladı, fırtına yolda, sizi yakaladı yakalıyacak...
Sert
hava tanımı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Sert havayı tanımlamak
için iki unsur önemlidir . Rüzgar hızı ve denizin durumu (denizin
durumundan kasdedilen; dalga yüksekliği ve dalga boyu, kırılmalarının
şiddeti). Genelde 34-46 knot arasında esen rüzgar sert hava, 47
knot'un üzeri fırtına olarak değerlendirilir (Sailing School sitemin
Beaufort
Scale bölümüne bakınız). Deneyimsiz ya da ortalama bir yelkenci
için çoğunlukla 25 knot'un üzerinde bir rüzgar sert hava olarak
görülür. Oysa deneyimli, ve teknelerinin donanımlarından emin olan
yelkenciler aynı havayı seyir için son derece uygun bulurlar.
|
Açık denizde yüksek dalgalar ürkütücü olsalar da
göründükleri kadar tehlikeli olmazlar, ama kıyıya yakın bölgelerde aynı
şartlar kabusa dönüşebilir. Sert rüzgarlar, rüzgar yönüne açık kıyılarda,
kıyı akıntılarına, dalgaların sıklaşmasına ve erken kırılmalarına neden
olarak şartları ağırlaştırır. Bu nedenle böyle bir yerde bulunuyorsanız
erken davranıp, rüzgar daha fazla sertleşmeden, rüzgaraltı limanları araştırıp,
önceden bir seyir planı hazırlayarak açığa çıkmakta, güvenli bir limana erişmeye yeterli vakit yoksa, fırtınayı açıkta
göğüslemekte yarar vardır.
HAVA TAHMİNİ
Geçmiş günlere oranla bu günün iletişim şartlarında
yayınlanan hava raporlarına ulaşmak artık çocuk oyuncağı. Weather-Fax
alıcınız varsa ne iyi, yoksa internet ne güne duruyor. Ben internet'ten
bakıyorum hava durumuna. En gözde sitelerim den biri Devlet Meteoroloji'nin
web sitesi http://www.meteor.gov.tr,
bir diğeri Atina üniversitesine ait Poseidon http://www.poseidon.ncmr.gr.
VHF kanal 76 da her iki saatte bir Devlet Metorolojinin deniz hava tahmin
raporları yayınlanıyor (tek saat başlarında). Teknede bir notebook bilgisayarınız
bir de kısa dalga alıcınız varsa weather-fax'ınız da var demektir. Radyonuzu
weather-fax frekansına ayarlayıp, kulaklık çıkışını bilgisayarınızın mikrofon
girişine bağlayıp, bilgisayardaki weather-fax programını da çalıştırdığınızda
iş bitiyor. Çok makul fiyatlara weather-fax programları bulmak mümkün.
Teknenizde mutlaka bir barometre bir higrometre ve bir termometreden oluşan
bir hava tahmin seti bulundurun. Hava raporları geniş bölgeleri kapsayan
ve genel raporlardır. Sınırlı bir bölgede aniden oluşabilecek lokal değişiklikleri
içermezler. Tüm kıyılarımızda, Özellikle de Ege'de raporlarda öngörülmeyen,
çoğunlukla kısa süreli ama oldukça sert lokal hava şartlarıyla karşılaşmak
her zaman olasıdır. ("Barometre
ile hava tahmini" başlıklı yazıya bakınız.)
HAZIRLIK
Hava
serinledi. ufukta uğursuz kara bulutlar güneşi örttü, Dalgalar kırılmaya
başladı, fırtına yolda, sizi yakaladı yakalıyacak. Buna rağmen rotanızda
mı kalmayı deneyeceksiniz, yakınlarda fırtınayı geçiştirebileceğiniz muhafazalı
bir liman varmı, daha önceden bildiğiniz bir yer mi? Rota değiştirmek
zorunda kalırsanız alternatif rotalar ne olmalı, rüzgarın eseceği yönde
ne var, kara mı açık deniz mi? Rüzgarı arkanıza almak zorunda kalırsanız,
kaçınmanız gereken engeller, tehlikeli bölgeler (uygun olmayam kıyılar,
kayalıklar) nerede ve ne kadar uzaklıkta? Öncelikle yanıtlarını bulmanız
gereken sorular bunlar.
Önceden haber aldıysanız ve yakında muhafazalı,
rüzgar altı bir liman varsa oraya kaçıp, fırtınayı demir üzerinde karşılamak
en uygunu olacaktır. Aksi halde fırtınayı denizde karşılamak zorundasınız.
Güverte üstü hazırlık
Fırtına sırasında dışarda bulunan mürettebat güverte
üzerinde hareket ederken tekneye bağlı olmalıdır. Bu amaçla polyester
kolandan üretilmiş emniyet kemeri ya da yeleği ve buna bağlı, ucunda yaylı
kanca ya da yaylı kilit bulunan can ipi (tercihen yine polyester kolandan
imal edilmiş) kullanılır. Bir ucu başüstüne diğer ucu kıçta, tekneye emniyetli
bir şekilde tespit edilmiş, biri sancakta diğeri iskelede, güverte boyunca
uzanan tercihan plastik kaplı çelik tel ya da esnemeyen sağlam polyester
halat monte etmek emniyet açısından önemli olur. Mürettebat baş üstüne
ya da direk dibine gideceği vakit emniyet kemerinin yaylı kancasını bu
donanıma geçirerek hareket eder. Kemere bağlı iki can ipi bulundurmak
daha da faydalıdır. Direkdibine giden kimse, haraket kabiliyetini kısıtlayabilecek
olan kancasını bahsi gecen donanımdan ayırmadan önce diğeriyle kendisini
direkte uygun bir yere tesbit edebilir. Fırtınada bence başa gelebilecek
en kötü şey birisinin denize düşmesidir. Fırtınada görüş şartları çok
kötü, hele gece ise, sıfıra yakın olduğundan denize düşme hayat kaybına
malolabilir. Bu yönde her türlü tedbiri alın (can yelegi giymek, cebinizde
ufak su geçirmez bir mini fener ve hakem düdüğü bulundurmak ve emniyet
kemeri takmak, kendinizi tekneye bağlamak gibi).
Fırtına sırasında bütün seyir ışıklarınız yakılmalı
ve radar reflektörünüz direğe çekilmiş olmalıdır.
Demirinizi bulunduğu yere çok iyi tesbit edin. Fırtınada
yerinden kurtulması tekneye büyük zararlar verebilir. Yerinden kurtulup
denize sarkan demirin fırtına şartlarında tekneyi delerek batmaya bile
neden olabileceğini unutmayın. Sadece demir değil yerinden çözülüp suda
sürüklenecek halatlardan sakının. Uskura dolanıp sizi motorsuz bırakabilirler.
Tüm donanımı gözden geçirin. Zayıf noktaların neler
olduğunu tesbit edip imkan varsa yenisiyle değiştirin.
Güverte altı hazırlık
Varsa GPS kullanarak yoksa klasik yöntemlerle yer
tesbiti yapın. Kaçınılması gereken engelleri, tehlikeli bölgeleri işaretleyin.
VHF'in başında bir kişi bulundurun.
Ortalıkta bulunan herşeyi dolap ve çekmecelere kaldırıp
açılabilecek kapakları bantlayın.Hatch'leri lumbozları sıkı sıkıya kapatın.
İlk yardım çantanızı, havai fişeklerinizi, yangın
söndürme tüplerinizi kontrol edip yerlerini ve nasıl kullanılacaklarını
bütün mürettebatın öğrenmesini sağlayın. Sintine pompalarınızı ve motorunuzu
test edin.
Sandviç ve termosta çorba ve sıcak içecekler hazır
bulundurun.
Mürettebat
Fırtınaya hazırlık sadece donanımın hazırlanmasıyla
sınırlı değildir. Mürettebatı da hazırlamak gerekir. Şiddetli deniz tutmasından
muzdarip biri hiç bir yarar sağlıyamıyacaktır. Hassas kişilerin deniz
tutmasını önlemek için antiemetik (bulantı ve kusmayı önleyici) ilaç alması
gerekebilir. Oluşabilecek en kötü şartlar, ve herbir kişinin yetenekleri
düşünülerek iş bölümü baştan yapılmalıdır. Yukarıda da bahsettiğim gibi,
Yağmurluk, emniyet kemer ve ipleri kullanıma hazır olmalı, güverte üzerindeki
personelin tercihan devamlı, özellikle de kopit dışına çıktığında emniyet
kemeri, kolanı, ve ipi kullanması gerekir.
İyi dizayn edilmiş bir teknenin fırtınaya mürettebattan
daha iyi dayandığı pek çok kez kanıtlanmıştır. Fırtına nedeniyle tekneyi
terkedenlerin boğulduğu, yüzmeye cesaret edemeyip teknede kalmayı tercih
edenlerin fırtınayı atlattığı pek çok örnek vardır. (Dokuz sene önce İtalya
açıklarında zaman zaman 70 knot'un üzerine çıkan bir fırtınada mürettebat
sahil muhafaza helikopteriyle zorlu uğraşlardan sonra alınmış, ve tekne
kendi haline terk edilmiş, iki gün sonra hasarsız olarak bulunmuştu. Bir
çok örnek arasından bunu seçmemin nedeni, teknenin benim teknemin eşi
olması)
Başlangıçta atik olan mürettebat fırtına uzadıkça
yorulur, hantallaşır, dikkati dağılır ve hatalar yapmaya başlayabilir.
Bu nedenle yeterli mürettebat varsa en az bir kişinin dinlenebileceği
bir vardiya programı düzenlemek uygun olur. Dinlenecek kimsenin kuru şartlarda
ısınabilmesi ve mümkünse uyuması en iyisidir. O cümbüşün içinde insan
nasıl uyuyabilir diye düşünmeyin. Ben fırtınanın çığrından çıktığı sırada
tuvalet ihtiyacı için içeri inip uyuya kalan pek çoğunu gördüm. Görevi
güverte altında olan mürettebat yalnız başınaysa ara sıra kontrol etmek
uygun olur. Kapalı ortamda deniz tutması olasılığı artar, düşerek yaralanma,
bayılma gibi olaylarla karşılaşılabilir.
CAMADAN ve FIRTINADA UYGULANAN
YELKEN SEYRİ TAKTİKLER
Yine
ilk yapılacak işlerden biri yelken (alanını küçültmek) camadan vurmak
olacaktır. Camadan vurmakta geç kalmamalısınız, rüzgar şiddetlendikçe
daha da zorlaşacaktır.Sert havada camadan vurmak, camadan çözmekten
çok daha zordur. Eğer yaklaşan fırtına şiddeti hakkında bir fikriniz
yoksa yelken alanını en fazla küçültecek camadanı vurun. Gerektiğinde
daha geniş alanlı camadana geçmek nispeten daha kolay olacaktır.
|
camadan
vurulmuş ana yelken |
Fırtınada
fazladan camadan vurmuş olmak gibi bir kavram söz konusu değildir. Camadan
vurmanın amacı (yarışta değilseniz) optimum performans değil, donanım
üzerindeki yükleri emniyetli düzeylere indirmek ve göreceli seyir rahatlığı
sağlamaktır. Hele tekneniz hafifse, bazı şartlarda, bırakın camadanı,
rüzgarı pupadan, tercihan kıç omuzluktan alarak çıplak direkle seyretmeniz
dahi gerekebilir.
Cenovanızda furling donanım varsa yeterince sararak
cenovaya da camadan vurun. Fırtınayı kıçtan alacaksanız, camadanlı anayelken
kullandığınız sürece cenovayı çok fazla sarmaktan kaçının. Camadanlı da
olsa sadece ana yelkenle yapılan seyirde teknenin broça düşme olasılığı
artar. Furling donanımınız yoksa, cenovayı fırtına flok'u ile değiştirmek
çok uygun olur. Pupa seyirde ana yelkeni tümüyle indirip camadanlı cenovayla
seyir en çok tercih edilendir.
Camadan vurmak yelken alan merkezinin öne kaymasına
neden olur. İyi dizayn edilmiş bir teknede yelken alanı merkezi, karina
yan alan merkezinin bizacık arkasındadır. Bu sayede orsa ve apaz seyirlerde,
dümende bir yük oluşur ve tekneyi hissetmenize olanak verir. Dümeni bıraktığınızda
da tekne kendiliğinden yavaşça orsalar. Camadanla yelken alanı çok fazla
öne gittiğinden teknenin bu yöndeki davranışı değişir. Yekeyi bıraktığınızda
tam aksine tekne başını açabilir ve istenmeyen risklerle karşılaşılabilir.
Normalde dümene hiç yük bindirmeyen teknelerde dümene aşırı yük binebilir.
Böyle bir durumda, rotanız orsa ya da apaz seyir gerektiriyorsa cenovayı
tamamen sarmanız daha uygun olabilir. Bu hızınızı ve orsa açınızı kötü
etkilese de teknenin rahatlamasını ve daha konforlu bir seyir sağlayacaktır.
Orsa seyrinde dalgaya tırmanırken orsalayın, dalgadan
inerken hafifçe kafayı açın. Ancak orsalarken yelkenlerin fazla yapraklanmasına
(pıpırlamasına) izin vermeyin. Fırtına şartlarında yapraklanan yelkenler
kolayca yırtılabilir. Yine orsa seyrinde, dalga aralıkları teknenin fazla
baş-kıç yaparak çok baş vurmasına neden oluyorsa, coğunlukla yavaşlamak,
bazen de hızlanmak, baş vurmayı azaltabilir. Hızlanmanız gerekiyorsa yelken
alanını artırmak yerine motorla yelkene yardımcı olmak daha uygun olur.
Ancak yüksek dalgalı denizlerde uskurun her dalgada su dışına çıkma, ya
da hava kapma olasılığı vardır. Bu da ciddi arızalara (şanzıman dağıtma,
şaft eğrilmesi, şaft ya da krank kesme gibi) neden olabilir. Böyle bir
durumda motoru kullanmamak ya da arıza riskini azaltmak için en düşük
devirde kullanmak uygun olur. Ya da benim teknemde olduğu gibi çift motor
çift uskur söz konusu ise, sadece rüzgar altındaki kullanılabilir.
Sadece camadanlı ana yelkenle yapılan orsa seyrinde
bazı teknelerde tramola imkansız hale gelir, köre düşme riski artar. Böyle
durumlarda Furlingi biraz salarak, cenovanın yardımıyla tekneyi biraz
daha hızlandırarak atalet kazanması sağlanır. Gerekirse kör noktayı geçtikten
sonra da cenova boşlanmayıp terslemesi ve teknenin dönmesine yardımcı
olması sağlanabilir (cenovayı tersletme yöntemi çok hafif havalarda da
aynı amaçla kullanılabilir). Tramolaya motorla da yardımcı olabilirsiniz.
Eğer hava orsa seyrine imkan vermeyecek kadar sertse
yapılacak şey vazgeçip pupa seyrine dönmektir. Rüzgarı arkadan almaya
başladığınız anda şartlar inanılmaz derecede değişir. Bir anda tekne rahatlar,
rüzgarla aynı yönde giden teknede rüzgarın etkisi azalır (sailing school
sitemde "Apparent
Wind" bölümüne bakınız) , serpinti azalır ya da tümüyle ortadan kalkar.
Araziden asfalt yola çıkmış gibi hissedersiniz. Yine de bütün riskler
ortadan kalkmış değildir. Kıçtan alınan dalga tekneyi çok fazla gezdirir.
En büyük riskler arasında başta kontrolsuz kavança ve ardından broç'a
düşmek gelir. Kontrolsuz kavançayı önlemek için, gereğinde hızla sökülebilecek
bir emniyet halatıyla bumbayı sabitlemek uygun olur. Broç ise, dalga teknenin
kıçını kaldırıp başı denize gömdüğünde, başın frenlemesi sonucu, tekne
kıçının savrulmasıyla oluşur. Dönerek dalga ve rüzgarı yandan alan tekne
çok fazla bayılabilir ve vahim sonuçlar doğabilir. Anlaşılacağı gibi yüksek
dalgalı denizde, pupa seyirde dümenciye oldukça fazla iş düşer. Dümenci
teknenin gezmesini önleye biliyorsa, deniz ve rüzgarı, iğnecikten değil
kıç omuzluktan almaya çalışmalıdır, bu kontrolsuz kavança riskini azaltır.
Ancak bu kontrada tekne çok fazla geziyora iğnecik seyrine geçilebilir.
Yazdıklarım pek çok genellemeyi içeriyor. Her teknenin davranışı farklıdır.
Bu nedenle de teknesini iyi tanıyan kaptanların davranışları biribirinden
ufak tefek farklılıklar gösterecektir.
Kıçtan denize olabildiğince uzun bir palamar salmak,
teknenin kıçını tutarak gezmesini büyük ülçüde önler ve hem broç hem de
kavança riskini azaltır. Bazı denizciler ve kitaplar bu amaçla deniz demiri
(huni şeklinde sağlam kumaştan yapılmış, suyun içinde paraşüt gibi fonksiyon
gören bir düzenek) kullanılmasını tavsiye etse de deneyimlerim palamar
salmanın çok daha emniyetli olduğu yönündedir. Deniz demiri, tekneyi çok
fazla yavaşlatarak manevra imkanını azaltır, üzerine binen aşırı yüklerden
dolayı bağlı olduğu yeri rahatlıkla koparabilir. Deniz demiriniz bir kova
ebadını aşmıyorsa kullanabilirsiniz daha büyüklerini kıçtan salarak kullanmaktan
özellikle kaçının. Bazıları, arkadan salınan palamarın iki ucunu da kemere
açıklığı kadar bir açıklıkla kıça bağlamayı tavsiye ederlerse de bir ucu
boşta olan palamar daha fonksiyoneldir. İpin boyu uzadıkça sudaki sürtünme
kuvveti katlanarak artar. Arkadan palamar çekmek tekneyi çok fazla yavaşlatmasa
da teknenin kıçının gezmesini önleyerek dümencinin tekneyi rotasında tutmasını
büyük ölçüde kolaylaştırır.
Çok yüksek dalgalı pupa seyrinde, özellikle hafif
tekneler ve katamaranlarda dikkat edilmesi gereken bir husus da, teknenin
dalgalardan daha hızlı ilerlemesine engel olmaktır. Dalgadan hızla inen
tekne kafayı gömerek takla atabilir. Kıçtan salınan palamarla tekne yeterince
yavaşaltılamıyorsa, yelkenler tümüyle indirilerek çıplak direk seyrine
geçilir. Tekneyi gereğinden fazla da yavaşlatmamak gerekir. Çok yavaşladığnda
dümen palasının işlevi azalır ve hızlı manevra yeteneğiniz kalmaz. Başka
nedenler yanında, bu nedenle de deniz demirinin kıçtan bağlı kullanılmasını
tavsiye etmem.
Fırtına çok uzadı ve mürettebat tükenme seviyesinde
yorulduysa yapılacak en iyi şey, yelkenleri indirip, baştan deniz demiri
atarak, fırtınanın geçmesini beklemektir. Bence deniz demirinin en önemli
kullanım alanı budur. Deniz demiri atıldığında düzgün olarak açılması
ve yüzeyde kalmamasına dalgalar tarafından bozulmamasına dikkat etmek
gerekir. Gereğinde ipe ağırlık bağlanarak deniz yüzeyinin altında kalması
sağlanır. En az 4-5 tekne boyu kalama vermek uygun olur. Deniz demirleri
hava çok sert olduğunda tekneye bağlı oldukları noktaya aşırı yük bindirebilirler.
Babaları, koçboynuzlarını güverteden söküp kopartabilirler. Anormal kuvvetlerle
karşı karşıya kaldığınızda, palamarı kesip denize terketmek zorunda kalabilirsiniz.
(Konuyla ilgili bir anımı "Bir fırtına anısı"
başlıklı bir yazıyla anlattım.)
deniz demiri
Bazı açık deniz yelkencileri şartlar çığrından çıktığında
tüm yelkenleri indirip tekneyi denizin insafına bırakmanın da fırtınayla
başedebilmenin bir yolu olduğunu söylerler.
Fırtınayı atlattıktan sonra, aynı şey bir
daha başınıza gelirse neleri yapmayacağınızı, hatalarınızı bir bir yazın.
İlerisi için yararı olacaktır.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar, mutlaka eksik kalmış
yanlar varır. Katkıda bulunacak denizci dostlarıma şimdiden teşekkürler.
Pruvanız neta, rüzgarınız kolayına olsun...
Sevgiler,
6 Mart 2005
Dr. Korhan Sökmen
http://www.catamaranvega.com
|